Ağaçlar insanlara çok benzerler. Çünkü aynı insanlar gibi stres yaşarlar, böcekler veya hastalıklar ile enfekte olurlar, yangın, rüzgar fırtınaları, seller ve kuraklıklar tarafından saldırıya uğrayabilirler. Ağaçlara saldıran ya da onları enfekte eden şeylere rahatsızlık denilmektedir. Fakat ağaçlar insanlar gibi, iyileşmek için doktora gidemezler ve kendilerini rahatsız eden faktörlerden uzaklaşamazlar. Bu son kısım çok önemlidir, çünkü ağaçların yüz milyonlarca yıldır var olabilmeleri için, rahatsızlıklarla doktor olmadan baş edebilme yeteneğine sahip olmaları gerektiği anlamına gelir.
Tahmin edebileceği gibi, farklı ağaç türleri, belirli rahatsızlıklarla başa çıkmak için farklı yollar geliştirmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nin Doğu Kıyısındaki New Jersey’deki Pine Barrens adlı bölgede yapılan bir araştırmada bu durum belirlenmiştir.
Ağaların Strese Verdiği Tepkinin Anlaşılması Neden Önemlidir?
Ağaçlar, çeşitli nedenlerle insanlar ve diğer hayvanlar için önemlidir. İnsanlar odun, kağıt, hava soğutma ve su temizliği için ağaçlara bağımlıdır. Ve hayvanlar yiyecek ve barınak için ağaçlara bağımlıdırlar, bu canlılara hizmetler etmektedirler. Bu nedenle, ağaçların farklı rahatsızlıklara veya streslere nasıl tepki verdikleri son derece önemlidir, çünkü bu hizmetleri kullanmaya devam etmek isteniyorsa ağaçların sağladığı hizmetlerin korunması veya geliştirilmesi gerekir. Ağaçların farklı rahatsızlıklara veya streslere nasıl tepki verdiğini bilmek istenmesinin nedenlerinden biri, ağaçların gelecekte bu rahatsızlıklara ve streslere nasıl tepki vereceğini anlayabilmek ve belki de tahmin edebilmektir.
Ağaçlar, tüm bitkiler gibi, ışık yardımıyla havadan karbondioksiti emer ve bu sırada su ve oksijeni serbest bırakır. Bu sürece fotosentez denir. Bitkilerin karbondioksiti alıp su ve oksijeni serbest bırakma süreci ve ağaçların sağladığı önemli bir hizmettir. Araştırmalarda, bu ağaçlar tarafından ne kadar su ve karbon işlendiğini ve bunun gelecekte iklim değişikliği nedeniyle nasıl değişebileceğini araştırılmaktadır. Ağaçların ürettiği odun miktarı, havadan ne kadar karbondioksit emdikleriyle ilgilidir, çünkü ne kadar çok ıslanırlarsa, ağaçlar o kadar büyür ve dolayısıyla o kadar fazla odun üretirler. Aynı şekilde, ağaçlar ne kadar çok karbondioksit emerse, o kadar çok su salarlar. Bu, ağaçların karbondioksit alırken ne kadar su kaybedeceklerini, yoksa kuruyacaklarını kontrol etmenin bir yolunu bulmaları gerektiği anlamına gelmektedir.
Benzer bir şekilde insanlarda aynı işlemi yaparlar. Mesela nefes verdiğinde, soğuk bir cama karşı nefes aldığında ve bardakta buğulanma oluştuğunda görülen suyu kaybedilmektedir yani yoğuşmadır. Eğer bir kişi çok fazla su kaybederse, susuz kalır. Ağaçlar bir rahatsızlık yaşadıklarında (yapraklarını çiğneyen bir böcek gibi), karbondioksiti emme ve dolayısıyla büyüme kapasiteleri büyük ölçüde azalır. Aynı şekilde ağaçların odun sağlama kabiliyetleri de azalır. Tüm bunlar, odun ve su kaynaklarının ağaçların rahatsızlıklara tepki verme şekline bağlı olduğu anlamına gelmektedir. Bunun da ötesinde, ormanlarda görülen hatalıklar iklim değişikliği sayısında artışa yol açabilir. Ve bir ormanın yaşadığı stresler arasında; belirli böcek zararlıları, kasırgalar, seller ve kuraklıklar bulunur.
Ağaçlardaki Stresle İlgili Yapılan Araştırmalar
New Jersey eyaletinin (Amerika Birleşik Devletleri’nin doğu kıyısında) kabaca üçte birini kapsayan, küresel olarak benzersiz bir ekosistem olan New Jersey (NJ) Pine Barrens’de bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu alanda her türlü ilginç bitki ve hayvan ve hatta Jersey Devil adlı efsanevi bir canlılar vardır. NJ Pine Barrens, nispeten düz olduğu ve toprağın çoğunlukla kum olduğu eyaletin güney yarısında yoğunlaşmıştır, bu nedenle çoğu zaman oldukça kurudur. NJ Pine Barrens’de meydana gelen bir numaralı rahatsızlık yangındır. Çam ve meşe ağaçlarından oluşan orman vardır çünkü adaptasyonları söz konusudur.
Bitkiler ve Ağaçlar, Strese Nasıl Tepki Verir?
Bu süreç bitkilerin veya hayvanların belirli bir ortamda her nesilde daha iyi yaşayabildikleri bir süreçtir. Adaptasyon, birkaç yıl gibi nispeten kısa bir süre içinde veya binlerce yıl veya çok uzun bir süre içinde gerçekleşebilir. Pine Barrens’da kalın kabuğun yangına adaptasyonu olduğu düşünülür, çünkü kalın kabuklu ağaçlar yangında ince kabuklu ağaçlardan daha iyi hayatta kalır.
Bu, yangınların olduğu yerde hayatta kalmalarına ve büyümelerine izin verirken, diğer birçok ağaç türü bu adaptasyonlara sahip değildir ve bu nedenle yangınlar olduğu sürece orada büyüyemez. Bununla birlikte, bunun anlamı şudur ki, eğer yangının oluşması engellenirse, meşe ve çamlar, yangın olmadığında daha iyi büyüyen ağaç türleriyle rekabet etmek zorundadır ve bu, sonunda ormandaki ağaç türlerinin var olduğu bir değişikliğe yol açar. Bu aynı zamanda, bu ormanın nispeten sık çıkan yangınlar sonucunda binlerce yıl içinde kurulduğu anlamına gelir. İnsanlar bölgeye taşındıkça, doğal olarak meydana gelen yangınların sıklığı büyük ölçüde azalmış, ancak çoğunlukla Pine Barrens’daki ağaç türlerini, onu Pine Barrens olarak tutmanın bir yolu olarak, insanların neden olduğu yangınlar meydana gelmektedir Bunlara öngörülen yangınlar denir.