Siz de kilo vermekte zorlanan ya da verdiği kiloları hızla geri alanlardansanız sadece beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmeniz yetmiyor demektir. Daha başarılı sonuçlar için hayatınızda değiştirmeniz gerekenleri ve yaz beslenmesinin ipuçlarını sizin için derledik.
Yaz ayları birçok kişi için kilo vermeye en uygun dönemi oluşturuyor. Hem yazlık giysilere rahatça girebilme hayalinin motivasyonu hem de açık havada hareket özgürlüğü kilolarla vedalaşmayı kolaylaştırıyor. Ancak çoğunlukla yanıldığımız bir nokta var; bu süreç kilo vermekle bitmiyor. İdeal kiloya ulaştıktan sonra, geçmişte bıraktığımızı düşündüğümüz hatalı yeme davranışları hayatımıza tekrar sızmaya başlıyor. Fit Yaşam ve Danışmanlık’tan Figen Fişekçi Üvez, Mira Danışmanlık’tan Merve Tepeli Yürüten ve Ayşe Nazlı Hunca, bu gerçekten yola çıkarak Terapi Destekli Diyet Programı uyguluyor ve diyet hastalarının hatalı yemek davranışlarının altında yatan nedenleri tespit ederek çözüm yolları öneriyor.
Diyet yapan bir kişinin terapi desteğine neden ihtiyacı oluyor?
Diyetisyen Figen Fişekçi Üvez: Diyet hastaları ile çalışırken zaman içinde bir şeylerin eksik kaldığını fark ettik. Diyetisyenler olarak hastalarımızı fizyolojik olarak değerlendiriyoruz; kan tetkikleri, şeker yüklemeleri, vücut analizi gibi… Ardından diyetin uygulanması ile ilgili bilgiler veriyoruz ve kişiler diyet programını uygulamaya başlıyor. İlk haftalar her şey çok iyi giderken bazen kişinin de fark etmediği nedenlerle kopmalar yaşanıyor. Çok farklı hikayeler duyuyoruz; hırsını yemekten çıkaranlar, canı sıkılınca kendini dolabın önünde bulanlar… Bu durumlara ergenlik dönemindeki gençlerde ve kadınlarda daha sık olmakla birlikte tüm hastaların yarısından fazlasında rastlanıyor. İşin bu kısmında psikolog desteği almak gerekebiliyor.
Kilo alma veya kilo verememenin psikolojik nedenleri neler?
Psikolog Merve Tepeli Yürüten: Psikolojide ve psikiyatride şimdiye kadar hep blumia nevroza ve anoreksiya nevroza gibi patolojik düzeyde kilo alıp vermeler üzerine çalışılıyordu. Bu nedenle insanlar da yeme bozukluğu olarak tanımlanacak sorunları olmadığını düşünüyor. Oysa dünyada ve ülkemizde obezitenin hızla artması duygusal yemenin önemini ortaya koyuyor. Kişilerin stres nedeniyle aşırı yedikleri düşünülse de detaylı bakınca kişinin hayal kırıklığı, öfke, kayıp, iş stresi gibi duygusal problemlerini kontrolsüz yiyerek çözümlemeye çalıştığı ortaya çıkıyor. Önce bu farkındalığı sağlamak sonra nedenini bulmak gerekiyor.
TATİLE ÇIKMAYI BOL BOL YEMEK YEMEKLE EŞ TUTMAYIN
Psikolog Merve Tepeli Yürüten, toplum olarak sosyalleşmeyi hep yemek yemek üzerinden programladığımızı belirterek şunları söylüyor: “Tatil algımız da böyle… Yemenin, içmenin sınırsız olduğu, her saat bir şeyler yeme beklentisi ile mekan seçimi yapılıyor. Bu, aileden gelen bir alışkanlık çünkü aile yapısı da sosyalleşmeyi genelde bu tür aktiviteler üzerinden korumlandırıyor. Diyet yaparken bizleri psikolojik anlamda sıkıntıya sokan da bu oluyor. Diyet yapan kişi, tatile çıkmak ya da bir davete gitmek söz konusu olunca orada ne yapacağını düşünüp strese giriyor. Anneleri tarafından hep yemek yemeye zorlanan çocuklar da ilerleyen yıllarda kendi hayatlarında ortaya çıkan zorluklarda yeme davranışı geliştirebiliyorlar.”
DUYGUSAL AÇLIĞIN BELİRTİLERİ NELER?
● Birdenbire hissediliyor.
● Hissedildiği an doyurulması gerekiyor.
● Sonrasında suçluluk duyuluyor.
● Duygular tatmin olana kadar yemeye devam ediliyor.
● Olumsuz duyguların baskısından kurtulmak için yemek yeniliyor.
FİZYOLOJİK AÇLIĞIN BELİRTİLERİ NELER?
● Kademeli olarak hissediliyor.
● Ertelenebiliyor.
● Sonrasında suçluluk hissedilmiyor.
● Doyulma hissedildiğinde yemek yemeye devam edilmiyor.
● Fizyolojik ihtiyaçların karşılanması için yemek yeniliyor.