Koşu ve Egzersiz Vücudu Dinçleştiriyor

Doğadaki yaşamda yer alan canlılar temelde iki ana grup olarak karşımıza çıkar. Bitkiler ve hayvanlar alemi. Bu iki temel alem arasındaki belirleyici belki de en önemli temel fark bitkilere nazaran hayvanların üstün hareket edebilme kapasitesidir. Her ne kadar bazı bitkiler az da olsa hareket edebilse de bu çoğunlukla güneşe ya da ışığa doğru yaprak veya gövdesini döndürme şeklindedir. Oysa hayvanların hareketi oldukça farklı ve karmaşık şekillerde karşımıza çıkar. Yürüme, sürünme, yüzme, koşma, uçma gibi çok farklı hareket yöntemi geliştiren hayvanlar bunları yine türlerine göre gövdeleri, kanatları, yüzgeçleri ya da ayakları gibi organları ile meydana getirirler.

Koşu Nedir?

Koşu, basit bir biçimde canlıların ayakları üzerinde belirli bir periyotla vücudunu yerden keserek gövdesini yerçekimine karşı ileri doğru hareket ettirmesidir. Yürümekten farkı ise yürümeye nazaran daha seri, daha ritmik ve daha hızlı olarak yapılmasıdır. Ayrıca yürürken en az bir ayağımız yerle sürekli temas halinde iken koşuda aynı anda ayaklarımızın hepsi bir süreliğine yerden kesilir. İster insan gibi iki ayağı üzerinde hareket edenler olsun isterse daha fazla ayağı üzerinde hareket eden diğer canlılar yapılan işlem aynıdır. Hızla gövdeni bulunduğun yerden başka bir yere doğru ritmik ve seri olarak hareket ettir.

Belki bu işlem çoğu hayvan için bir yaşam şeklidir. Ancak çoğu zaman avlanmak, kaçmak ya da saklanmak için yapılan bu eylem günümüzde birçok insan için nispeten daha basit bir amaç için yapılır. Spor!

Afrika ya da Avusturalya yerli halkı gibi bazı ilkel kabileleri saymazsak; insanoğlu için koşma işi çoğu zaman keyif amaçlıdır. Kanunsuz işler yaparak yakalanmaktan korkanların yaptığı gibi kaçma amaçlı koşuları saymazsak insanlar gerek keyif almak gerek zinde kalmak ve gerekse fiziksel aktivite ve kapasitelerini arttırmak için koşarlar. Bu çoğu zaman hobi amaçlı olarak yapılabildiği gibi profesyonel sporcu olarak bir meslek grubu altında da yapılabilir.

Tarihsel Olarak Koşu

Avlanma, saklanma gibi temel amaçları doğrultusunda koşmaya ihtiyaçları kalmayan insanların bazı kültürel faaliyetler sonucu koşu yaptıkları ve birtakım etkinlikler düzenledikleri bilinir. M.Ö. 1830’lu yıllarda İrlanda’da Tailteann Oyunları`nın düzenlendiği bilinir. Yine koşunun M.Ö. 776 yılında Olimpiyat Oyunları’nda yer aldığı görülüyor. Günümüzde ise başta atletizm olmak üzere birçok spor etkinliği koşuya dayanmakta ya da yapılan spor dalı içinde koşu en önemli unsur haline geliyor. Özellikle yüz, ikiyüz ve dörtyüz metre sprint koşuları yanında bin, 5 bin ve 10 bin metre gibi dayanıklılık koşuları önemli bir yer tutar. Maraton gibi koşu yanında dayanıklılık da gerektiren spor dalları yanında günümüzün popüler spor etkinliklerinden olan futbol, basketbol, tenis gibi oyunların içinde koşu olmadan tam anlamıyla yapılabilmesi de mümkün değildir.

Bireysel Olarak Koşu

Özellikle baharın gelmesiyle birlikte uyanan doğa ile birlikte insanoğlunun da içinde bir şeyler kıpırdamaya, uyanmaya başlar. Doğanın var olan pozitif enerjisini iliklerimize kadar hissederiz. İçimize dolan bu enerjiyi dışarıya çıkartmanın belki de en etkili yollarından birisi de koşu yapmaktır. Özellikle de açık havada yapılan bu koşular ile hem doğanın uyanışına şahitlik ederek görsel hazzımızı artıracak ve hem de bütün bir kış üzerimize çöken ağırlık ve miskinlikten kendimizi kurtarabiliriz. Başlangıçta bir şort, bir tişört ve bir spor ayakkabısı bu iş için oldukça yeterlidir. Yer ve mekan tercihi ise size kalmış. Kah bir park, kah kır ya da küçük bir koru, kah da deniz kıyısı.

Sportif Olarak Koşu

Atletizmin temel bir dalı olan koşularda amaç, daha önceden belirlenen değişik mesafeleri rakiplere ve zamana karşı tamamlamayı ifade eder. Oldukça popüler olan bu spor dalı tüm zamanların en çok ilgi gören spor dalları arasında gösterilir. Pist ve yol yarışları olmak üzere iki ana dala ayrılır.

Bir cevap yazın